6 Eylül 2021, Türkiye için kritik bir tarih olarak kayıtlara geçti. Çünkü koronavirüs pandemisi nedeniyle yaklaşık 1,5 yıldır kapalı durumda olan okullar, nihayet yüz yüze eğitime başlayabildi. Fakat salgının tam olarak denetim altına alınmamış oluşu, servisçileri endişelendiriyor. Mevzuyla ilgili yapılan açıklamalar, servis sürücülerinin okullara öğrenci taşımak istemediklerini ortaya koyuyor. Elbette bu durum, öğrenci ile velileri direkt etkileyecek üzere görünüyor.

Mevzuyla ilgili açıklamalar, İstanbul Genel Servis Aracı İşletmeleri Esnaf Odası Lideri Hamza Öztürk tarafından yapıldı. Servisçilerin kapanma kaygılarını lisana getiren Öztürk, bu noktada kendilerinin de haklı olduğunu savundu. Hatta dikkat çeken bir istatistiği de paylaşan Hamza Öztürk, İstanbul’da kayıtlı olan 25 bin servis aracının 10 bin adedinin kullanılmadığını tabir ediyor.

Okullar yine kapanırsa ne olacak?

Şu an servis aracı gereksinimi var, servis sürücüleri çalışmak istemiyor. Zira pandemi nedeniyle önlerini göremiyorlar öbür işlerde çalışıyorlar. Ayrıyeten servis sorunu var. Okullardaki giriş çıkış saatleri teke döndüğü için bir otomobil tek bir iş yapabiliyor. Burada aldığı para taban fiyatın altına niyet de millet okulda çalışmak istemiyor. İstanbul’da otomobil gereksinimi değil vakit ayarlamasına muhtaçlık var. İstanbul’da 10 bin servis aracı şu an boşta. Pandemi devrinin tesiri var. Beşerler hem tek iş yapacak hem de ilerisinin ne olacağını göremeyince haliyle okulda çalışmak istemiyor.

Bu beşerler tam 20 ay çalışmadılar. Onun için ister istemez herkeste bir tedirginlik var. Bu sorunun temelinde geçim kaynağı var. Devamlı iş arıyoruz, sorunsuz ortam arıyoruz, yaptığımız işin karşılığını almak istiyoruz. Özel okullarda hala öteki modellerde otomobil çalıştırmanın peşindeler. Servisten öğrenciden topladıkları paranın üçte birini otomobile verecekler. Sürücüler çalışmak istemiyor zira şu an kimse önünü göremiyor. Yarın öbür gün bir açıklama gelse ‘vaka sayıları arttı okullara orta verdik’ diye sürücüler ortada kalacaklar. Bunun için bir belirsizlik var. Servis sürücüleri olarak şu an her işi yapıyoruz. Araç yıkamasından, valelikten, kuryelikten, kamyon sürücülüğü, halk otobüsü sürücülüğü, hatta inşaatta bile çalışan var arkadaşlarımızdan. Öncelikle okul saatlerinin 07.30 ve 09.00 olarak iki kademeye ayrılmasını istiyoruz. Okulların giriş saatlerinin hepsi birbirine çok yakın olduğu için diğer bir iş yapamıyorsunuz. Özel okullarda şu an yüzde 50-60 servis aracı muhtaçlığı var, bunun sebebi de büsbütün maddi kaynaklıdır.

Servis sürücüleri de benzeri bir tavır içerisinde

Servis sürücüsü Fatih Ocak, bahisle ilgili olarak şu tabirleri kullandı; “Şu anda pandemi nedeniyle biz de boşta kaldık. Şu anda okullar açıldı lakin ne olacağı aşikâr değil. Bir hafta sonra okullar tekrar kapanabilir diye servis almıyoruz. Servis alsak öteki işleri bırakacağız. Bu sefer ne olacak, okullar kapandığında bizim işimize de son verilecek. Zorlandık olağan ki, işsiz kalıyorsun işin olmuyor, kredilerimiz var borcumuz var, mesken geçindiriyoruz.“

Sedat Taş ise “Fabrikadan servis götürme işini daha düzgün diye düşünüyorlar, ‘en azından bir ıstırabım olmaz‘ diyor lakin okula daima zahmet oluyor. Pandeminin de tesiri var, yok değil. Pandemi, yalnızca yetişkinlere gelmiyor, çocuklara da bulaşabiliyor. Atıyorum; bir yerle muahede yapmıştır, adam fiyatı de düzgündür, onu da kurtarıyordur, okula gitmeye hiç gerek görmez yani niçin başım ağrısın…”