Bilim insanları, köpek kemiğine benzediği için “köpek kemiği asteroidi” de denilen 216 Kleopatra‘nın en net manzaralarını elde etti. Araştırmacılar, yeni çalışmada Avrupa Güney Gözlemevi’nin Şili’deki Çok Büyük Teleskop’unu (VLT) kullandı. İmajların netliği bilim insanlarının asteroidin kütlesi ve 3 boyutlu biçimi hakkında daha fazla bilgi edinmesine yardımcı oldu.

Dünya’ya en yakın pozisyonunda olan 216 Kleopatra, 200 milyon kilometre uzaklıkta. 216 Kleopatra’nın iki uydusu bulunuyor ve yeni müşahedeler, gök cisminin ve uydularının nasıl oluştuğuna ışık tutuyor. İşte ayrıntılar…

Köpek kemiği asteroidi, formuyla eşsiz

Geçtiğimiz günlerde Astronomy & Astrophysics mecmuasında müşahedelere ait iki çalışma yayımlandı. Biri asteroidin biçimine bakarken, oburu asteroitin kütlesine ve uydularına odaklandı. 3D formu içeren çalışmanın baş muharriri Franck Marchis, “216 Kleopatra, Güneş Sistemimizde hakikaten eşsiz bir cisim.” dedi.

216 Kleopatra’nın dönerken farklı açılardan imajları.

Alışılmışın dışındaki hale sahip olan 216 Kleopatra, Mars ve Jüpiter ortasındaki merkezî asteroit neslinde yer alıyor ve Güneşin yörüngesinde dönüyor. 20 yıl evvel Kleopatra’yı izleyen gökbilimciler, biçiminin kalın bir boyunla birbirine bağlı iki loba benzediğini ortaya koydu.

Marchis ve takımı, 2008 yılında asteroidin yörüngesinde dönen iki küçük uydu keşfetti. Takım bu uydulara AlexHelios ve CleoSelene isimlerini verdi. Çok Büyük Teleskop ile 2017 ve 2019 yılları ortasında 216 Kleopatra’nın imajlarını yakaladılar. Bilim insanları, asteroidin loblarından birinin başkasından daha büyük olduğunu buldu (269 kilometre uzunlukta).

216 Kleopatra’nın uyduları hakkında yeni bilgi

Çekya’daki Charles Üniversitesi Astronomi Enstitüsünden araştırmacı Miroslav Brož, uydu çalışmasında yer aldı. Bulgular, asteroitin kütleçekiminin uyduların hareketlerini nasıl etkilediğini gösterdi. Gökbilimciler, köpek kemiği asteroidi kütlesinin, evvelki çalışmalardan yüzde 35 daha düşük olduğunu keşfetti.

Asteroid Kleopatra’nın kuzey İtalya ile boyut karşılaştırması.

Kleopatra’nın hacim ve kütlesinin hesaplanmasıyla yoğunluğunun demirin yarısından az olduğunu buldular. Bu da asteroidin bileşimde muhtemelen metalik olmasına karşın, gözenekli bir taş yığını olduğunu gösteriyor. Bu haldeki asteroidler ekseriyetle daha büyük bir asteroidin çarpışma sonucunda kopan modüllerinin birleşmesiyle oluşur. Ayrıyeten asteroitin çok süratli dönmesi, dönme yahut çarpışma sonucunda iki uydusunun ortaya çıkmasına yol açmış olacak.