AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafınca açıklanan bu senenin ikinci çeyreğine (nisan-haziran) ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) neticelerini değerlendirdiği bir açıklamada, yüksek oranlı enflasyona rağmen gelişme performansının kesintiye uğramadığını kaydetti.

Ekonomide teorisi ve pratiği olmayan kısa vadeli yeni bir denklem oluşturulduğunu belirten Canikli’nin açıklamalarında, gelir dağılımında dar gelirli gruplar aleyhine bir bozulma yaşanmadığını ifadesi dikkat çekti.

“Yüksek enflasyon yüksek faizleri bununla birlikte getirir”

Düzgüsel durumlarda yüksek enflasyon ortamlarında ekonomik büyümenin yavaşladığını ve istihdam imkanlarının daraldığını hatırlatan Canik, gelir dağılımının da kötüleştiğini söylemiş oldu.

Canikli’nin açıklamalarında şu ifadeler öne çıktı:

“Yüksek enflasyon yüksek faizleri bununla birlikte getirir. Yüksek faizler yatırım kararlarını negatif tesirinde bırakır, yatırıma gitmesi gereksinim duyulan kaynaklar risksiz faiz geliri elde etmek için kullanılır.

Şirketlerin ‘etkinlik dışı gelirleri’ büyür. Yatırımlar azalır, gelişme yavaşlar, işsizlik artar. Kendi gelirlerini kendilerinin belirleme imkanı olmayan, toplumun en büyük bölümünü oluşturan dar gelirli ve ücretli kesimin ulusal gelirden almış olduğu hisse küçülür, gelir dağılımı bozulur.

Bunun sonucunda toplumsal çalkantılar meydana gelir ve toplum her türlü toplumsal mühendislik operasyonlarına hazır hale getirilmiş olur. Geçmişte Türkiye’de ve birçok ülkede, enflasyonun yükseldiği dönemlerde yaşanmış olan toplumsal ve siyasal kargaşanın sebebi budur.”

“Yüzde 7,6 oranındaki gelişme oranı, dünyadaki en yüksek gelişme oranlarından bir tanesidir”

Yüksek enflasyon yaşayan gelişmiş ekonomilerde, daralmayı ve gelir dağılımındaki bozulmayı engelleyemedikleri için hükumetlerin ayakta kalmasının zorlaştığını korumak için çaba sarfeden Canikli, “Türkiye ekonomisi, yüzde 80’lere ulaşmış enflasyona rağmen yüksek gelişme trendini istikrarlı bir halde sürdürmektedir. 2022’nin 2. çeyreğinde ortaya çıkan yüzde 7,6 oranındaki gelişme oranı, dünyadaki en yüksek gelişme oranlarından bir tanesidir ve ortaya çıkışı tesadüfi değildir. Türkiye yatırımın finansmanında kullanılan paranın maliyetini, özetlemek gerekirse faiz oranını düşük tutarak, yatırımlardaki ihtimaller içinde düşüşü engellemiş, Türkiye Ekonomisi yıldızlı büyümesine devam etmiştir.” dedi.

“Ulusal gelirdeki artış, gelir dağılımı dengesinin sağlanmasını kolaylaştırmıştır”

Fiyatı devlet tarafınca belirlenen ziraat ürünü fiyatlarındaki gerçek artışların çiftçileri yüksek enflasyonun negatif etkilerinden korunduğunu kaydeden Canikli, “Bu durum hem de, talep yönlü büyümeyi tahrik eden belirleyici faktörlerden birisi olmuştur. Netice itibariyle ekonomide, teorisi ve pratiği olmayan kısa vadeli yeni bir denklem oluşturulmuş, yüksek oranlı enflasyona rağmen güçlü gelişme performansı kesintiye uğramamış ve gelir dağılımında dar gelirli gruplar aleyhine bir bozulma yaşanmamıştır. Ulusal gelirdeki artış ve ekonomik gelişme, gelir dağılımı dengesinin sağlanmasını kolaylaştırmıştır.” değerlendirmesini yapmış oldu.