Geçtiğimiz 2022 yılı tüm teknoloji şirketleri için zorlayıcı oldu. Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşının sebep olduğu krizden bilhassa otomotiv şirketi etkilendi. Fakat bunların haricinde Türkiye’nin kendi sorunları da mevcut. Mesela enflasyon ve yüksek kur farkına ek olarak yığın, bayi ve galeri sorunları devam ediyor. Hatta sıfır otomobil alım süreci büyük bir çıkmazın içine girmiş durumda. İşte […]
Geçtiğimiz 2022 yılı tüm teknoloji şirketleri için zorlayıcı oldu. Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşının sebep olduğu krizden bilhassa otomotiv şirketi etkilendi. Fakat bunların haricinde Türkiye’nin kendi sorunları da mevcut. Mesela enflasyon ve yüksek kur farkına ek olarak yığın, bayi ve galeri sorunları devam ediyor. Hatta sıfır otomobil alım süreci büyük bir çıkmazın içine girmiş durumda. İşte detaylar…
Son birkaç aydır pazar araştırması icra eden şirketlerin açıklamaları ile sıfır otomobil satın almak isteyen yada dolaylı yoldan alan vatandaşların yapmış olduğu geri bildirimler örtüşmüyor. Bu durumun birkaç değişik sebebi mevcut.
İlk olarak Türkiye’de ne kadar vasıta satıldığına ve önceki yıllara bakılırsa kıyaslamasına bakalım. 2022 senesinde binek otomobil satışı önceki yıla bakılırsa yüzde 5.5 artarak 592 bin 660 adete, hafifçe ticari vasıta satışları da yüzde 8.6 yükselerek 190 bin 623 adete ulaştı. Genel toplamda yüzde 6.2 oranında bir yükseliş olduğu ve 783 bin 283 aracın satıldığını görüyoruz.
2010-2022 yılları aralığında kaç tane sıfır otomobil ve hafifçe ticari satıldığını aşağıdaki tabloda görebilirsiniz:
Seneler | Otomobil | Hafifçe Ticari | Toplam |
---|---|---|---|
2022 | 592 bin 660 | 190 bin 623 | 783 bin 283 |
2021 | 561 bin 853 | 175 bin 497 | 737 bin 350 |
2020 | 610 bin 109 | 162 bin 679 | 772 bin 788 |
2019 | 387 bin 256 | 91 bin 804 | 479 bin 60 |
2018 | 486 bin 321 | 134 bin 616 | 620 bin 937 |
2017 | 722 bin 759 | 233 bin 435 | 956 bin 194 |
2016 | 756 bin 938 | 226 bin 782 | 983 bin 720 |
2015 | 725 bin 596 | 242 bin 421 | 968 bin 17 |
2014 | 587 bin 331 | 180 bin 350 | 767 bin 681 |
2013 | 664 bin 655 | 188 bin 723 | 853 bin 378 |
2012 | 556 bin 280 | 221 bin 481 | 777 bin 761 |
2011 | 593 bin 519 | 270 bin 920 | 864 bin 439 |
2010 | 509 bin 784 | 251 bin 129 | 760 bin 913 |
Yukarıda yer edinen tabloya bakılırsa, otomotiv sektöründe iç pazar hacmi 2017 yılına kadar 1 milyon hedefine doğru ilerliyordu. Fakat TL’nin kıymet kaybı, enflasyon ve pandemi sebebiyle bu hedef minimum 10 yıl ertelendi.
Buna ek olarak, verilerin göstermediği bazı mühim detaylar da mevcut. Mesela, 2010 sonrasında senelik averaj 600 bin tane satılan binek otomobilin ortalama olarak 3’te 1’ini Volkswagen benzer biçimde Alman markalarının oluşturduğu. Günümüzde ise Fiat ve Renault bu pazarı tek başına üstlenmiş durumda.
Doğrusu halkın büyük bir çoğunluğu uygun fiyatlı modellere (ilgili satış verilerine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz) yöneliyor. Fakat ekonomik koşullar 2019’dan sonrasında kötüye gitmiş olmasına karşın sıfır araçlara olan ilgi terfi etti. Doğal bu ilginin büyük bir kısmının fiyatlar her geçen gün arttığı için yatırım amacıyla bulunduğunu belirtelim.
Gelelim günümüzde yaşanmış olan en büyük probleme. Şu anda sıfır otomobil almak için herhangi bir markanın bayisine giden vatandaşlar 2 değişik durumla karşılaşıyor. Bunlardan ilkinde, satış görevlileri istenen araçlarda yığın olmadığını ve en erken şubat sonu-mart başı geleceğini söylüyor.
İkinci durumda ise sınırı olan sayıda otomobil geldiği ve hepsinin anında tükendiği, kalanların da en yüksek fiyatı verene satılacağı söyleniyor. Mesela markanın sitesinde satış fiyatı 800 bin TL olan vasıta için 50 bin TL ila 200 bin TL arası fark isteniyor.
Bazı durumlarda da opsiyonsuz vasıta satışı yapılmıyor. Doğrusu eğer otomobili satın almak istiyorsanız boya koruması, yeni jantlar ve donanım paketlerini satın almanız isteniyor. Bu sayede bayiler daha oldukca para kazanarak aracı satmayı kabul ediyor.
Bunun en büyük sebebi de galeriler. Vatandaşların geri bildirimine bakılırsa birçok galeri, bayilere giderek vasıta başı 20 ila 50 bin TL fark ödeyerek toplu alımlar gerçekleştiriyor. Hemen sonra yeni çıkan satış yasağı sebebiyle plaka takarak 2. el adı altında 6 ay süresince kapalı garajlarda (geçtiğimiz günlerde yüzlerce aracın bu şekilde görüntüsü ortaya çıktı) muhafaza ediyorlar.
Dolayısıyla yasanın uygulanıp uygulanmadığına dair kafi denetimin yapılmadığı iddia ediliyor. Zira bazı vatandaşlar otomobillerini sadece bayilere galeriden fazla ücret teklif ederek satın alabildiklerini, aksi takdirde galerilerin oldukca daha yüksek meblağlara sattığını belirtiyor.
Genel olarak piyasaya bakacak olursak da belirtilen yığın problemlerinin her markada olmadığını görüyoruz. Mesela Mitsubishi, Seat, Land Rover, Jaguar, Nissan, Honda, Jeep, Skoda, Subaru, Ford, Peugeot, Toyota ve Volswagen grubunda kafi tedarik olmadığı için satışlar yüzde 7 ila 55 arası azaldı.
Fakat Cupra, DFSK, Alfa Romeo, DS, MG, Mini, Opel, Lexus, Ssangyong, Fiat, Dacia, Mercedes ve KIA benzer biçimde markalarda yüzde 21 ila 879 arası bir yükseliş mevcut. Bu yüzden sık sık yığın yenileyen markaların tercih edilmesi yukarıda belirttiğimiz problemlerin yaşanma ihtimalini en aza indirgeyecektir.
Siz bu mevzu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı ihmal etmeyin!
Kaynak: shiftdelete.net